Yazar Kristin Hannah' ın okuduğum ilk romanı.
Tutkunlarının olduğunu iyi biliyorum
ve bu tutkunun sebebini de
çok iyi anlıyorum.
Çok müthiş ya da çok sıra dışı bir hikaye diyemem
ama
inanılmaz akıcı, sürekleyici bir anlatım olduğunu
net söyleyebilirim.
Kalın bir kitap, 624 sayfa ama insan elinden bırakmak istemiyor, bir de bakmışsınız ki
kitap bitivermiş.
İki yalnız kızın tanışmaları ve
ömür boyu devam edecek olan dostlukları anlatılıyor.
Elbette her normal ilişkide olduğu gibi bu iki kadının ilişkileri de zaman zaman zedeleniyor,
kızgınlıklar, kırgınlıklar yaşanıyor ve hatta kıskançlıklar da.
Ama her şeye rağmen koparamadıkları ve yerini kimsenin dolduramayacağı
bağlarını her defasında onarmasını becerebiliyorlar.
Favori kahramanım ise, belki kızacaksınız ama kesinlikle Johnny oldu.
Kitabın sonundaysa bir sulu göz olarak yine salya sümük birbirine karıştı.
Ne olacak benim bu halim bilmiyorum :)
Aslında kitap bir bakımdan insanları ilişkileri hakkında düşünmeye de sevk ediyor.
Hepimiz yaşamışızdır; bazen birilerinin yanında ışık saçarken, bir başkasının yanında
ışığından sönük kalmışız.
Çünkü hepimizin daha iyi olduğu ya da daha az iyi olduğu
konular, alanlar vardır hayatta.
Ama sanırım çok az ilişki bunun altından kalkabilecek kadar sağlam oluyor,
ve hatta belki de böyle ilişkiler kalmadı bile diyebilirim.
En azında kendi çevreme baktığımda bunu çok net söyleyebiliyorum.
İnsanlar birbirleri hakkındaki güzel şeyleri görmezden gelip olumsuzlukları
öne çıkarma peşinde ya da
sahip olduğunuz güzel şeyleri bir şekilde
yitirdiğinizde, güzel olduklarını ancak kabul edip sindirebiliyorlar.
Garip ilişkiler türedi vesselam,
konu da uzun, yazdıkça yazarım yani :)
O zaman diyorum ki okuyun bu kitabı, tavsiyemdir.
Ateşböceği Yolu - Kristin Hannah
Pegasus Yayınları - 7.baskı/Ocak 2014
Çeviri - Elif Tozlu
624 sayfa