28 Kasım 2014 Cuma

Kitap Yorumum# 48 ALDATMAK - AHMET ALTAN




Ahmet Altan için, 'ondan sonra çok az insan kadını, aşkı, insanı onun gibi yazabildi' denir.
Doğru mudur diye sordum kendime yani bana da hissettirdi mi bu duyguları?
Hayır...
 En azından okuduğum tek kitabı olan Aldatmak kitabı için 'hayır' diyebilirim.
Yazarı bilenler, kitabını okuyanlar tarzını da bilir elbet.
Müstehcen romanların yazarıdır Ahmet Altan.
Toplatılan hatta üzülerek söylüyorum yakılan kitabı bile vardır.
Bununla birlikte aynı yazar Yunus Nadi Roman ödülüne de layık görülmüştür.
Doğrusu beni ilgilendiren aldığı ödülden ziyade kadını, aşkı, insanı 
anlatan az sayıda yazarın içinde görülmesi.
Evet kadınları anlatıyor, evet aşkı da insanı da anlatıyor.
Lakin insan deyince akla yalnızca aşk mı geliyor?
Ya da aşk deyince sadece kadın mı?
Kadın demek cinsellik demek mi?
Bana anlatsa ya, bütün gün işte çalışıp sonra bir de
evde çalışan kadını!
Ya da kocasından dayak yiyen kadının duygularını yazsa mesela!
Hor görülen, yok sayılan, köle yerine konan kadının duygularını yazmayan
 bir yazar benim için kadını iyi yazmış sayılmaz. 
( diğer kitaplarında da bu konulara değinmediyse )
Kitaba gelirsek,
sanki baş karakter Aydan'ın gözünden anlatılmış hikaye.
Sanki diyorum çünkü aslında hiç de Aydan'ın gözünden anlatılmamış.
Kocasını aldatan aile ve mevki sahibi bir kadın Aydan.
E kocasını aldattığı için de ister istemez kocasını ve yatak arkadaşını kıyaslıyor devamlı.
Ancak kıyaslama kadınsal içgüdülerden ziyade erkek dürtüleriyle kaleme alınmış.
Mesela bir erkeğin başka bir erkekle kıyaslandığında, o üstün gelme halini, 
hazzını çok açık hissedebiliyorsunuz.
Ya da Aydan'ın yatak arkadaşını kaybettiğinde yaşadığı duygusal çöküşlerin
ve kadının anlatılması hali, daha çok bir erkeğin kadını görme şekliydi bana göre.
Yani elbette kitabı beğenmek zorunda değilim, kimse de değil. 
Ama bir yazar için bu kadar övgü dolu sözler sarf edilirken, benim aksini düşünüyor 
olmam düşündürücü değil mi?
Yani uzun lafın kısası diyorum ki; problem anlatım mı yoksa algılama mı?
Aldatmak- Ahmet ALTAN
Can Yayınları - 3.baskı Ekim 2002 ( 1.baskı-Eylül 2002 )






25 Kasım 2014 Salı

Kitap Yorumum# 47 GECE YARISI ÖYKÜLERİ - TUBA ARIK



Hangimiz yaramaz bir çocukken eskiciye verilmekle tehdit edilmedik? :(
Hepimizin hafızasında perili, cinli, lanetli vs. ev hikayeleri vardır sanırım..
Kim güzel olmayan bir kelimeyi, cümleyi sürekli tekrarladığında 'bir şeyi kırk defa söylersen, olurmuş' diye uyarılmadık ve korkutulmadık..
Arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde ölümü efsaneleşen hikayeler anlattık birbirimize..
Sanırım bir çoğumuzun içine bakmaktan bile korktuğu derin, kör kuyular oldu..
Ya mezarlılardaki kimsesiz mezarlar için dilden dile dolaşan hikayeler..
Peki hangi kız çocuğu, en saf haliyle 'ayna ayna söyle bana, var mı benden daha güzeli?' diye sormadı..
Bazıları size tebessüm ettirdi değil mi? Evet ettirdi. Çünkü hepimizin hafızasında yer edinmiş hikayeler hepsi.
Gece Yarısı Öyküleri bunları ve daha fazlasını bulabileceğiniz öykülerle dolu.
Ve doğrusu yazar, bu kısacık öykülerin bile içine heyecan katmayı bilmiş. 
Öyküleri okurken kimisinde bu yaşınızda bile unuttuğunuz değerleri hatırlayacak, kimisindeyse çocukluğunuza yolculuk edeceksiniz.
Kitap kapağında yazdığı gibi, "hayatı sessize alın ve öyküler canlansın"
Bir çırpıda okuyacağınız ve eminim seveceğiniz bir öykü kitabı.
Okuyun, tavsiyemdir.

Gece Yarısı Öyküleri - Tuba ARIK
Sokak Kitapları - 1.baskı (ekim 2012)
250 sayfa

19 Kasım 2014 Çarşamba

Kitap Yorumum# 46 YANILGI - ESRA PAKKAN



Kitabı okuyup bitirdikten sonra, düşündüm uzunca bir süre.
Anne, babalarımızın sözünü dinlemeyişimiz, sürekli ayak diretişlerimiz neden diye ?
illaki, bir musibeti bin nasihatin önünde mi tutmak gerekir ?
Var mıdır cevabını bilen? Bilemedim doğrusu .
Kapakta da yazdığı gibi gerçek bir hikaye Yanılgı.
İçinde bolca acıyı barındıran, çokça pişmanlık kokan ama en çok da
yılmayan, her şeye, herkese rağmen hatta belki de kendine rağmen azimli bir kadın var bu kitapta.
Elbette bir kadın olarak, bunca olayı yaşayan başka bir kadını anlamaya çalışmamak mümkün değil.
Nihayetinde hangimizin hayatı pürüzsüz bir sayfa gibi ? 
Yine de sanıyorum ki pek azımız bunca olayın hepsini yaşamıştır.
Gençlik hayalleri, kalp kırıklıkları, gurbetlik, yıkılan hayaller , 
yalnızlık ( ki bu duyguyu anlatan öyle bir sahne vardı ki inanın duygularım sel oldu o anda.),
pişmanlık, vazgeçiş, direniş .. vs.
Genç yaşında yaşadığı bunca olaya karşı, bir kadın duruşudur bu kitapta görülmesi gereken.
Ve belki de ihtiyacı olanın örnek alması gereken.
Ben bu kitabı tüm kadınların okuması gerektiğine inanıyorum.
Okunmalı ve yüreklerimizdeki güçün farkına varılmalı. 

Yanılgı - Esra PAKKAN
İkinci Adam Yayınları - 1.baskı
124 sayfa

16 Kasım 2014 Pazar

Kitap Yorumum# 45 BİR DEMET MUCİZE - MELİKE ALTINAY



Mucizelere inanmayanlar var mı hala ? 
Ya da bizi koruyan kollayan bir ilahi güç olduğuna ?
Doğrusu ben her zaman inananlardanım.
Ve sanırım bu inancımdan ötürü bu kitabı sevmem de.
Bir nevi kişisel gelişim kitabı Bir Demet Mucize.
Ama o alışılagelmişlerin oldukça dışında.
Şunu şunu yap, bunu bunu konuşma, iyiyi düşün, kötüyü kovala gibi 
ezber kalıpların yerine sıcacık bir hikayeyle anlatılmış bir çok öğreti.
Kitabın özünde, hayat nasıl bakarsak tam olarak, baktığımız gibi yaşayacağımız anlatılmış.
Doğrusu kendi adıma çok doğru bir zaman da okudum bu kitabı. 
Yolda kalmamak için zihnimiz de yakıta ihtiyacı vardır çoğu zaman ve ben 
yakıtımı alarak hayatıma devam ediyorum kaldığım yerden.
Darısı başınıza diyerek, kitabı okumanızı tavsiye ediyorum :)
Ayrıca bu güzel kitabı bana hediye eden sevgili yazar Melike hanım' a da çok teşekkür ederim.
Bir Demet Mucize - Melike ALTINAY
Sokak Kitapları - Eylül 2014
158 sayfa

10 Kasım 2014 Pazartesi

Kitap Yorumum# 44 MAÇA VALE / ÖZGEN AYDINCAK



Öncelikli olarak kitabını benimle buluşturan değerli yazar Özgen bey'e çok teşekkür ederim.
Kitabın kapağına bakarak, hikayeyi tahmin etmeye bayılırım.
 Bu sebepledir ki arka kapak yazılarını okumamayı tercih ederim.
Ancak kapak görselinin oldukça ilginç oluşu ve kendimce yaptığım bazı tahminlerden sonra 
merakıma yenik düşüp, okumuş olabilirim belki de :)

Yazarın tarzı ve hikayesi son zamanlarda okuduğum kitaplardan oldukça farklıydı.
Akıcı ve didişken bir anlatım söz konusu.
'Didişken anlatım da ne demek?' diye sormayın zira kitabı alıp okuyun.
Hepimizin içinde ki çok sesliliğe değinmiş yazar kitabında.
Kimimizin kontrol altında tuttuğu, kimimizin apaçık açığa vurduğu ...
Bana kalırsa hikayenin ana karakteri Yaşar'ın aklında, ruhunda hepimizden bir parça var,
ne de olsa hepimizin içinde bir parça delilik var, değil mi? :)
Yaşar'ın kendiyle olan sohbetleri, tıp dünyası için sağlıklı olmasa da 
okurken bana oldukça keyifli geldi.
Uzun zamandır farklı bir tarz ve yazar okumadıysanız, aklınızı şaşırtmakta fayda var derim. 

Maça Vale - Özgen AYDINCAK
Sokak Kitapları 
504 sayfa

7 Kasım 2014 Cuma

Kitap Yorumum# 43 ÖMÜRDEN BİR KESİT - TÜRKAN KEBECİ


 Ömürden Bir Kesit, adı gibi bir çoklarımızın yaşadığı ya da çevremizden duyduğumuz 
hikayeleri anlatıyor. 
Ama en çok da kadınların yaşadığı ve itiraz edemediği hatta bırakın itiraz etmeyi üzerinde düşünmeye dahi hakkının olmadığı bazı konulara değinmiş ki bende bir kadın bu kitabı tüm kadınların iç sesi olarak 
kabul ediyorum.
Bunların yanında neredeyse düşünmenin bile suç sayıldığı, belirli kalıplarda yaşamanın dayatıldığı bir düzeni
gayet uygun bir dille anlatıldığı hikayeler de var.
Yazarın okuduğum bu ilk kitabıyla yeni bir kalemle de tanışma fırsatım oldu.
Bu imzalı kitap içinde yazarımız sevgili Türkan KEBECİ' ye çok teşekkür ediyorum.
Ömürden Bir Kesit - Türkan KEBECİ
Sokak Kitapları - Mart 2014/2.baskı
101 sayfa

5 Kasım 2014 Çarşamba

Kitap Yorumum# 42 CENNETİN RENGİ - E.V. MITCHELL





Konusu oldukça ilginç hatta fantastik türe bile girebilecek bir kitap.
Ölüp, tekrar yaşama dönen mucizeler duymuşsunuzdur.
Bu hikaye de tam olarak böyle bir hikaye.
Ama söylemeliyim ki ilk yüz sayfasında çok sıkıldım. Neredeyse ortalama üç sayfada bir 
yeni bir bölüme geçilmiş ki bundan hoşlanmadığını söylemeliyim. 
Ve bu yüz sayfada o kadar çok şey anlatılmış ki.
Evlenmesi, hamile kalması, çocuğunun hastalığı, 
çocuğunun ölmesi, kocasının onu terk etmesi ...
Sürekli olarak acaba hikaye ne zaman süreklilik kazanacak derken gündem tekrar değişiveriyor.
Ve sonra tüm yaşananlar Sophie' yi gerçek hikayesine götürüyor ki işte asıl hikaye de orada başlıyor.
Hayatına dair gerçekleri çok farklı bir deneyimle öğreniyor Sophie.
Kayıplarla dolu yaralı hayatını yine geçmişiyle sararken,
insana, ne yaşanırsa yaşansın umudunu yitirmemesini, hayatın devam ettiğini 
sadece uzanıp dokunmamız gerektiğini de hatırlatıyor.
Cennetin Rengi - E. V. MITCHELL
Arkadya Yayınları - ocak 2014 ( 1.baskı)
Çeviri - Çağla Dirice ÇAKIR
334 sayfa

3 Kasım 2014 Pazartesi

Kitap Yorumum# 41 PARANOYA - TUBA ARIK



Tek kelimeyle anlatamayız düşüncelerimizi elbette, yine de bana bu kitabı anlatacak bir kelime
 seç deseler 'mükemmel' derdim.
Tuba ARIK günümüzde adları yaşamaya devam eden o nice bilim adamını, felsefeyle harmanlayıp
mükellef bir sofrada, okuyucularına öylesine göz kamaştırıcı bir servis yapmış ki..
 Petra (ki kendisi benim favori karakterim oldu ) , Fegel, Marlo ..
Bermuda şeytan üçgeni gibi bir aşk.
Kim doğa üstü bir varlığın, bir insana duyduğu aşka imrenebilir ki?
Dokunmak aşkın tebessümü iken, bu hikayede dokunmak aşkın gözyaşı olmuş adeta.
Peki kim dokunmadan yaşanılan bir aşka imrenebilir?
Ya da kim aşkı uğruna insanlığından vazgeçebilir? Üstelik vuslat bile garanti değilken...
Ve kim, kalbinin her metrekaresine sahip biriyle, yüzyıllardır yaşayan, bütün bilim adamlarının önünde 
saygıyla eğildiği, ve yıllardır bir gölge gibi sizinle olan biri arasında kalmak isteyebilir ?
Ve kavuşmak için beklenilen bir ölüm kimi mutlu edebilir?




Aslında hem yürek burkan, hem aksiyonun hiç bitmediği, hem de merakınızı sürekli taze tutan bir roman olmuş. 
Üstelik bazı anlatımlar vardı ki, tüm o yabancı isimlerin, yabancı yerlerin içinde 'evet işte bu ancak bir Türk'e özgü' dedirterek tatlı bir tebessüme sebep oluyor.
Kitabın bitmesine öyle üzüldüm ki son sayfalarını bir kaç defa okudum desem 'deli' gibi gözükmem değil mi? :)
 Bir okur olarak Tuba ARIK ' ın kalemiyle tanışmaktan büyük keyif aldığımı söylemek isterim.
Yabancı fantastik roman yazarlarının çıkacak kitaplarını dört gözle bekledik hep,
oysa işte bizden biri, içimizden ...
Tuba ARIK bütün o yazarlara taş çıkaracak bir ustalıkla işlemiş romanını,
sadece farklı bir dünya kurmakla kalmamış, felsefeyi de kullanarak süslediği hikayesini 
muazzam bir aşkla taçlandırmış ...
Üstelik her sahnesinde yüreğinizi titreterek ...
Altı yüz sayfalık bu kitap, bir altı yüz sayfa daha olsaydı emin olun sıkılmadan okurdum.
Ve son olarak, okumazsanız çok şey kaybedersiniz, en çok da bu usta kalemle tanışmayı....
Okuyun, şiddetle tavsiyemdir ...


Paranoya - Tuba ARIK
Sokak Kitapları - mayıs 2014 (1.baskı)
584 sayfa.

1 Kasım 2014 Cumartesi

Kitap Yorumum# 40 GUGUK KUŞU - ROBERT GALBRAİTH





Karla kaplı bir gecede, ışıltılı hayatıyla magazin haberlerinin gündeminden düşmeyen güzeller güzeli manken Lula Landry evinin balkonundan düşüp hayatını kaybeder. Tüm deliller intiharı işaret ederken Lula'nın ağabeyi John, cinayet şüphesiyle Özel Dedektif Cormoran Strike'ın kapısını çalar.
Eski bir asker olan ve hem fiziksel hem de psikolojik olarak büyük yaralar alan Cormoran Strike bir dönüm noktasındadır. Lula'nın ölümünün ardındaki gerçeği araştırmak, bir yandan sorunlarıyla boğuşurken tamamen dibe batmaması için bir umut olur. Fakat şüpheler ve ipuçları bir araya gelmeye başladığında Strike bu gizemin, içinden çıkılmaz bir labirente dönüşeceğinin farkına varır… 
Guguk Kuşu Mayfair'in sakin sokaklarını, Doğu Yakası'nın barlarını ve Soho'nun canlılığını yansıtan bir atmosferde, Londra'nın derinliklerindeki gizemi ortaya çıkartıyor. Cormoran Strike karakterini tüm dünyaya duyuran bu kitap, Robert Galbraith mahlasını kullanan J.K. Rowling tarafından yazıldı.
(Tanıtım Bültninden)



Harry Potter filmlerini izlesem de kitaplarını okumayanlardanım.
Dolayısıyla yazarın nasıl bir dil kullandığına tanık olmamıştım.
Lakin anladım ki, serinin bunca satması hikayenin sadece fantastik oluşu değil,
yazarın kaleminin akıcılığı ve merakı sürekli canlı tutuyor olmasıymış.
Evet, ilk paragrafta sevdiğim hikayelerden biri oldu Guguk Kuşu.
Dedektif Cormoran Strike ve Robin ikilisinin harika uyumlarını çok sevdim.
Hikaye şöhret, servet ve gizem üçlüsü arasında geçiyor.
Yüksek bir binadan düşmek suretiyle ölmüş, ülkenin en ünlü mankeni..
İntihar mı, cinayet mi?
Bu sorular içinde kaybolan bir aile ve dedektifle kesişen yollar.
Polisiye romanların kendine özgü zeka pırıltısını fazlasıyla göreceğiniz bir kitap.
Mutlaka okuyun, tavsiyemdir.
Guguk Kuşu - Robert Galbraith
Pegasus Yayınları - 1.baskı Temmuz 2014
Çeviren - Zeynep Heyzen Ateş
543 sayfa



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...